Yeme bozuklukları, kişilerde küçük yaşlarda başlayan ya da hayatının belli bir döneminde ortaya çıkan, yemeye bağlı bozukluklardır. Kadınlarda ve ergenlik döneminde daha çok rastlansa da, her yaş grubundan kadın ve erkekte ortaya çıkabilmektedir. En sık görülen yeme bozukluğu türleri;
– Anoreksiya Nevroza
– Bulumia Nevroza
– Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu
– Pika Sendromu
– Ruminasyon Yeme Bozukluğu
– Seçici Gıda Reddi olarak sıralanabilir.
Yeme bozukluğunun nedenleri genellikle yemekler, kilo, vücut şekli hakkındaki takıntılara dayanmaktadır. Genetik yatkınlık, mükemmeliyetçilik, dürtüsellik gibi kişilik özellikleri, toplumun ve medyanın sunduğu kabul edilebilir vücut ölçüleri, yaşıtların ve sosyal çevreninin etkileri de yemek bozukluğu yaşanmasına neden olabilir. Maalesef yeme bozuklukları kişinin hayat kalitesini ciddi anlamda etkiler ve çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Bazı vakalarda yeme bozuklukları ölüme bile sebebiyet verebilmektedir. Yeme bozukluğunun belirtileri kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte, çoğunlukla bazı gıdalara konulan aşırı yasaklar, aniden gelişen tıkınırcasına yeme atakları, kusma ya da aşırı egzersiz bu belirtiler arasında öne çıkmaktadır.
Yeme bozuklukları ciddi sonuçlara gebe olsa da toplumda bu konudaki bilinç gerektiği seviyede değildir. Yeme bozukluğu hakkında birçok yanlış inanış, bu ciddi ve tehlikeli bozukluğun kavranmasına ve tedavi edilmesine etki etmektedir. Biz de yeme bozukluğu konusundaki doğru bilinen yanlışları ve mutlaka bilinmesi gerekenleri bir araya getirdik.
YANLIŞ 1: Bir kişiye baktığınızda, onun yeme bozukluğu yaşayıp yaşamadığını anlayabilirsiniz.
DOĞRU 1: Yeme bozukluğuna sahip birçok kişi dışarıdan sağlıklı görünmesine rağmen ciddi bir şekilde rahatsız olabilir.
İnsanların birçoğu, kişinin dış görünüşünden yeme bozukluğunun olup olmadığını anlayacağını zanneder. Oysaki yeme bozukluğuna sahip kişiler çok farklı vücut ölçülerine sahiptir. İçten içe hastalık yaşayan bir kişi, dış görünüşünden anlaşılmaz.
YANLIŞ 2: Yeme bozukluklarında asıl suçlu ailedir.
DOĞRU 2: Aileler çoğu kez, hastanın iyileşme sürecinde en iyi destek mekanizmasıdır.
Uzun yıllardır, yeme bozukluğuna sahip kişiler söz konusu olduğunda ilk suçlanan kişi aileler özellikle de anneler olmuştur. Son yapılan araştırmalara göre, yeme bozukluğunun ortaya çıkmasında hem genetik hem de çevresel faktörler birlikte rol oynamaktadır. Ayrıca hastalığın tedavisi süresince, en büyük destek ve işbirliği aileler tarafından gerçekleştirilmektedir.
YANLIŞ 3: Tek suçlu annedir.
DOĞRU 3: Yeme bozukluğu, ailenin ve kişinin işlevini bozan bir sağlık problemidir.
Annelerin yeme bozukluğunun tek nedeni olarak gösterilmesi yanlış bir inanıştır. Yeme bozukluğu hem kişinin hem de ailenin işleyişini bozar. Aile ile birlikte yene yemekler problem olmaya başlar, gerginlik ve çatışmalar artar.
YANLIŞ 4: Yeme bozukluğu bir seçimdir.
DOĞRU 4: Yeme bozukluğunu kişi kendisi seçmez, bu bozukluklar biyolojik kaynaklı ciddi hastalıklardır.
Birçok kişi, yeme bozukluğunun kişinin kendisi tarafından seçildiğini düşünür. Oysa bu hastalığın kompleks nedenleri bulunur. Yeme biçimini değiştirmek kolay gibi görünse de kişi psikolojik nedenlerle kendine söz geçiremez. Değişimi gerçekleştiremez.
YANLIŞ 5: Yeme bozukluklarından kurtulmak mümkün değildir.
DOĞRU 5: Yeme bozuklukları ömür boyu sürmez, kişi doğru tedavi ile bu hastalıktan tamamen kurtulabilir.
Geçmişten bugüne yeme bozuklukları tedavisi konusunda ciddi bir yol alınmıştır. Efektif bir tedavi ile kişi yaşadığı yeme bozukluğunu tamamen geride bırakabilir. Önemli olan her rahatsızlıkta olduğu gibi erken teşhis ve tedavidir.
Yeme bozukluklarının sadece orta ve yüksek kesimden genç kızlarda görüldüğüne dair inanış, doğru bilinen yanlışlar arasında yer alır. Çevrenizde bulunan ve sağlıklı görünen herhangi biri bu bozukluğu yaşıyor olabilir. Bu durumda önemli olan farkındalık ve erken teşhis için belirtilerin gözlenmesidir. Siz de Konya yeme bozukluğu tedavisi arayışında iseniz Psikon Terapi’ye ulaşın ve vakit kaybetmeden profesyonel yardım alın.