Sınav Kaygısıyla Başa Çıkma Yöntemleri

Sınav Kaygısıyla Başa Çıkma Yöntemleri

Sınav kaygısı çoğu insanın özellikle gençlik döneminde karşılaştığı psikolojik bir problemdir. Sınavlar liyakatimizi ölçer ve bulunduğumuz konumdan istediğimiz bir üst konuma geçme serüvenimizde aşmamız gereken bir kapı gibidir. Kapının ardında hayatımızı şekillendirecek hayal ve isteklerimiz bizi beklemektedir. Bu durumun bilincinde olmak ve o kapının açılmasındaki önemin farkında olmakta bu maratona girmeden ya da maratonun içerisindeyken bizi heyecanlandırabilir ve kaygıya sebep olur. Esasen yerinde ve yeterli bir kaygı hissiyatı bu kapıyı açmamızda bizim en büyük yardımcımızdır. Çünkü kaygılanmak bizi harekete geçiren, dinamik tutan ve bu sayede kapıyı açmamız için öncesinde çalışmamızı ve hazırlanmamızı sağlayan bir koç gibidir. Ancak aşırı kaygıysa bu maratonda bizi engellemek için her şeyi yapmayı göze almış bir düşman gibi karşımızda durur. Bu yüzden bize hem dost hem de düşman olabilme potansiyeli olan kaygıyı hedefimize kullanmayı bilmeli ve hedeflerimiz uğrunda mücadele ederken ondan yardım alabilmeliyiz. 

Eğer sınav kaygınızla baş edemiyor ve onu müttefikiniz haline getirmeye çalışırken zorlanıyorsanız. Bununla ilgili aşağıda bahsedeceğimiz birkaç tavsiyeye kulak vermelisiniz.

Öğrencilerde sınav kaygısına neden olan en büyük faktörlerden biri ebeveynler ve öğretmen, eğitim danışmanı gibi otorite figürleridir. Sınav konusunda başarılı olması adına ona gösterilen aşırı ilgi ve baskı, beklentilerin açık ve yüksek tutulması öğrencide eksik ve yetersiz kalacağına, sınavı kazanamayacağına dair düşüncelerle yüksek bir sınav kaygısına neden olur. Bu kaygı başarısızlığa, başarısızlık daha çok baskıya, daha çok baskı da tekrar kaygıya neden olur. Bu kısır döngü içerisinde hem öğrenci hem de akademik hayatı zarar görür. İstenilen başarı öykülerinin tam aksine başarısızlık travmaları ortaya çıkar. Bu sebeple ebeveynlerin ve öğrenciyle ilgilenen sorumluların çocuk üzerinde baskı kurmamaları, gerçekçi hedefler belirlemeleri ve çocukla aralarında güven bağını tazelemeleri gerekir. Sınav sürecindeki bir öğrencinin hayattaki tek karşılığının ve hayatın anlamının sınav olduğunu ve başarısızlığı durumunda hayatta karşılığının olmadığını düşünmemesi gerekir. Bu düşüncelerin oluşmaması için sınava gerektiğinden büyük ve ulvi anlamlar yüklememek gerekir.

Sınav başarıya ulaşılmasında kişilerden belirli bir zaman ayırmalarını ve hazırlanmalarını ister. Ancak hayat yalnızca sınavlardan ibaret değildir. Zaman yönetimi yapılarak ve aşırıya kaçmayarak çocuğun sosyal hayatın içinde olması sağlanmalı ve hobilerine vakit ayırması desteklenmelidir. Aksi takdirde genç birey okul sınavını geçmek uğruna saatlerce çalıştırılıyorken sosyal hayat sınavından kalabilir ve bu da akademik noktada ne kadar ilerlemiş olursa olsun insan ilişkilerinde zorlanmasına sebep olur, hayattan keyif almasını engeller.

Eğer öğrenci bir şekilde kendisini bu kaygının içerisinde buluyor ve dışarıdan hiçbir etmenle bu kaygı körüklenmiyorsa bir uzmana baş vurulması gerekir. Çünkü bu kaygı türü öğrencinin sınava yüklediği anlam ve karakteristik özelliklerinden ötürü meydana gelmektedir.