Histeri, psikoloji tarihinde pek çok kez tanımlanmaya ve açıklanmaya çalışılsa da tam olarak kapsayıcı ve kabul gören bir tanımlama henüz yapılamamıştır. Histeri pek çok semptomu, türü ve görülüş şekline sahip olması nedeniyle her zaman farklı açılardan değerlendirilmiş, bu durumsa histerinin bütüncül ve kapsayıcı olarak açıklanmasına engel olmuştur. Bir diğer yandan histeri rahatsızlığının günümüz psikolojisinde halen araştırılıyor olması ve henüz belirli bir sebebe dayandırılamaması da histerinin tanımlanması noktasında psikologların hem fikir olamamasının başka bir nedenidir.
Biraz önce de belirttiğimiz gibi histerinin pek çok türü vardır. Bu nedenle semptomlar, tedavi metotları ve rahatsızlığın süresi de değişiklik göstermektedir. Özellikle bireyin kişilik özellikleri, hayat öyküsü, atlattığı travmalar, geçirdiği ağır hastalıklar gibi önemli kişiye özel olan durumlarında histerinin oluşmasında ve şekillenmesinde büyük payı vardır. Bu tür etkenler görülen her histeri vakasının bireye özgü olarak değerlendirilmesine sebep olmaktadır.
Ancak histeri genel olarak kişinin psikolojik rahatsızlıklarının, bilinçaltında yatan dürtülerin, baskılanmış birtakım içgüdüsel faaliyetlerin zihin tarafından bedensel anlamda dışavurumudur. Kişide fiziksel anlamda görülen bozuklukların ve rahatsızlıkların, fizyolojik ve tıbbi hiçbir açıklaması yoktur. Tıbbi anlamda uygulan tedavi metotları da rahatsızlığın tamamen ortadan kalkmasına yardımcı olmaz. Fiziksel semptomlar ve şikayetlerle bir tıp hekimine baş vuran hastanın yapılan tetkikler sonucunda rahatsızlığının sebebi tıbbi olarak açıklanamıyorsa histeriden şüphelenilir. Daha sonrasında bir psikiyatrist tarafından histeri tanısının konulması gerekmektedir. Histeri de genellikle baş vurulan yöntem psikoterapi uygulamalarıdır. Bunun için de uzman bir psikologdan yardım alınması gerekir. Hastanın durumuna, hastalığın derecesine göre bir terapi metodu belirlenir. Bunun yanında bazı vakalarda psikiyatristler uzmanlığında ilaç tedavisi uygulanması gereken vakalar da görülmektedir.
Çoğunlukla yirmili yaşlarda ortaya çıkan bu psikolojik rahatsızlığa, kadınlarda erkeklerden 3 kat fazla rastlanılmaktadır. Histerik rahatsızlığa sahip kişilerde fiziksel belirtilerin yani sıra toplumsal kurallara aykırı davranışlar, abartılı duygusal patlamalar, yersiz ve davranışsal tutumlar da gözlenmektedir. Histeri, bu belirtilerin dışında ani histerik krizlerle de kendini gösterebilmektedir.
Travma, aşırı stres, ağır hastalıklarla mücadele etme, kayıp, göç gibi yaşanan ciddi olayların kişinin bilinç altında yer ettiği, baskılandığı ve bir süre sonra histeriye sebep olabilecek fiziksel ve davranışsal semptomlarla dışa vurulduğu düşünülmektedir. Böylelikle zihin kendini bu yolla ifade etmiş olur. Yaşanan kayda değer her olay zihnimizde yer etmekte ve yaşamın ileriki dönemlerinde zihnimiz tarafından gün yüzüne çıkarılabilmektedir.