Antisosyal kişilik bozukluğu; sosyal normlara uymayan, başkalarına zarar veren özellikleriyle seyreden bir zihinsel bozukluktur. Toplumda yaklaşık yüzde 3-4 arasında görülür. Erkeklerde kadınlara oranla çok daha fazla görülmektedir. Genelde yoksul semtlerde, göçmen ve azınlıklarda, yetişme yurdunda yetişen veya parçalanmış ailelerde yetişen çocuklarda daha sık görülür. Cezaevlerindeki sabıkalı kişiler arasında sıklıkla bu bozukluğu olanlar bulunur. Bu bozukluğu olan kişiler hekime kendi istekleriyle başvurmazlar. Genelde aileleri tarafından veya adli olaylardan dolayı hekim karşısında olurlar.
Antisosyal Kişilik Bozukluğu olan kişilerin özellikleri şu şekildedir:
-Sosyal kurallara uymazlar
-Başkalarının haklarını hiçe sayarlar
-Hazza yöneliktirler ve anında dürtü doyumu olmasını isterler
-Suça eğilimlidirler.
-Vicdanları ve sorumluluk duyguları gelişmemiştir
-Çocukken orta öğretim yıllarında okumayı bırakırlar, bazen bu yaşlarda evden de kaçarlar
-Madde kullanımı ve kumara oldukça yatkındırlar
-Kendilerine zarar verici davranışlar gösterirler. Genellikle vücutlarında jilet izleri vardır
-İsteklerini yerine getirmek için sıklıkla intihar tehditlerinde bulunurlar fakat pek fazla intihar etmezler
-İşledikleri suçları çok iyi planlayamazlar ve hızlıca ifşa olurlar
-Cinsel suçlarda bulunurlar, eşlerine ve çocuklarına vefasızdırlar
-Yüzeysel bir çekicilikleri vardır ve bu sayede insanları çabuk kandırıp manipüle edebilirler
Antisosyal Kişilik Bozukluğunun Tedavisi ise;
Kanıtlanan bir tedavisi yoktur. Bazı ilaçlar verilebilir fakat hastalar bu ilaçları kullanmadıkları için tam tedavi olmazlar. Psikoterapiler ile tedavisi mümkün olabilecekse de, bu terapiler için hastalar kendi istekleriyle tedaviye gelmeleri gerekir fakat hastalar genellikle kendi istekleriyle tedaviye devam etmezler.