Yeme Bozukluğunun Sebepleri Hakkında Her Şey!

Yeme Bozukluğunun Sebepleri Hakkında Her Şey!

Genel görüşe göre, günümüz medyasının bize sunduğu mükemmel bedenler, farkında olmasak da hepimiz üzerinde stres yaratıyor. Bazılarımız bu stresle mücadele edebilirken bazılarımız da bu stresin altından kalkamayarak yeme bozuklukları yaşıyor. Peki neden bazılarımız bu stres ve algı ile mücadele edebilirken bazılarımız başaramıyor? Bu konuda aslında birden çok neden var. Yeme bozukluklarının sebepleri üzerine konuşmadan önce yemek bozukluğu türleri ve belirtilerini gözden geçirmekte fayda var.

 

Yeme Bozukluğu Türleri

Yeme bozukluğu türleri arasında en çok bilinen ilk tür anoreksiya nevroza olarak öne çıkıyor. Anoreksiya nevroza tipi yeme bozukluğuna sahip kişiler, kilo almaktan korkuyor. Bu nedenle sağlıklarını tehlikeye sokacak zayıflayarak, yemek yemekten kaçınıyor. Bulimia nevroza tipi yeme bozukluğunda ise kişi kendi vücudu ile ilgili negatif bir görüşe sahip oluyor. Zayıf olmayı çekici olmak ile özdeşleştiriyor. Yeme atakları yaşadıktan sonra bu durumu telafi etmek için kusma, müshil etkisi gösteren ilaçlar kullanma, aşırı egzersiz yapma gibi davranışlar gösteriyor. Binge eating ya da dilimizdeki adıyla tıkınırcasına yeme bozukluğunda diyet yapan ve kilo vermek isteyen kişi aniden büyük miktarda gıda alıyor. Aşırı gıda alımının ardından utanç ve pişmanlık duyuyor.

 

Yeme Bozukluğunda Risk Faktörleri

Yeme bozuklukları birbirlerinden oldukça farklı belirtiler ve özellikler gösterdiği için ortak risk faktörlerini bulmak da zordur. Ancak yeme bozukluklarında risk faktörleri hastalığın belirtileri ile benzerdir. Örneğin kişilerin yüksek vücut kitle indeksine sahip olması ya da düşük vücut kitle indeksine sahip olması, aynı şekilde kişinin sürekli diyet yapması ya da aşırı egzersiz yapması hastalık için hem bir belirti hem de bir risk faktörüdür. Yani kişi sürekli diyet yaptığı için yeme bozukluğu yaşama riski taşır ancak sürekli diyet yapmak aynı zamanda yeme bozukluklarının bazılarında belirti olarak da öne çıkar. Bunların dışında çocukluk dönemlerinden itibaren yaşanan bazı durumlar kişinin yeme bozukluğuna sahip olmasına neden olabilir. Bunlar;

- Kişinin kilosu ile sürekli dalga geçilmesi,

- Arkadaş ve yaşıtların kişi üzerinde kurduğu baskı,

- Düşük özgüven sahibi olmak,

- Çocukluğun erken dönemlerinde yaşanan beslenme ve yeme problemleri,

- Kaygı bozukluğu ya da depresyon olarak sıralanabilir.

 

Genetik Nedenler

Kişilerin yeme bozukluğuna sahip olmasına neden olan risk faktörlerinin yanı sıra genetik faktörler de öne çıkmaktadır. Ailesinde yeme bozuklukları olan kişilerde yeme bozukluklarına daha sık rastlanmaktadır. Bu durum kişinin rol model olarak ailesini alması olarak açıklanabilse de yapılan çalışmalar genetik yatkınlığı da ortaya koymuştur. Aileden gelen kaygı, korku, mükemmeliyetçilik gibi özellikler kişinin yeme bozukluğu yaşamasına neden olabilmektedir.

 

Çevresel Etkenler

Yeme bozukluğunda çevresel etkenler de oldukça etkilidir. Kişinin çocukluk çağında ve ergenlik döneminde yaşadığı kilo odaklı alaycı yaklaşımlar, anne babaların beslenme konusundaki yanlış tutumları, medyada var olan güzellik algısı ve diyet kültürü gibi noktalar çevresel etkenler olarak sayılabilir. Karmaşık bir hastalık olan yeme bozukluklarında çevresel etkenlerin tek başına yeterli sebep olmadığını da unutmamak gerekir. Genetik yatkınlığı olan kişiler çevresel etkenlerin de tetiklemesiyle yeme bozukluğu yaşayabilirler.

 

Yeme Bozuklukları Tedavisi

Yeme bozukluklarında tedaviden önce koruyucu önlemler almak da önemlidir. Risk faktörlerini taşıyan, genetik yatkınlığı bulunan kişinin yeme bozuklukları konusunda bilinçli olması hastalıktan korunmak için önem taşır. Yeme bozukluğu tedavisi var olan bir hastalıktır. Yeme bozukluğunun farkında olan kişi bu alandaki profesyonellerden yardım alabilir. Eğer kişi bozukluğun farkında değilse ve sağlığı ciddi bir şekilde tehlike altındaysa ilk önce uzman doktorlar tarafından müdahale edilmelidir. Uzman gerekli gördüğü takdirde bu tedavi sürecinde terapiyi de başlatabilir.