Psikoterapi nedir sorusu, psikolojik danışmanlık hizmetlerine son yıllarda artan rağbet ile daha fazla sorulan bir soru haline geliyor. Psikoterapi, en klasik tanımıyla, terapist ve danışanın konuşma terapisi yoluyla, danışanın yaşadığı psikolojik problemleri çözmek için hareket etmesi olarak bilinir. Bu nedenle psikoterapi denince akla ilk önce, bir danışan ile terapistin aynı odada oturarak karşılıklı konuşması gelir. Özellikle sinema – TV gibi popüler medya araçlarınca kullanılan bu resim, psikoterapi işe yarıyor mu sorusunu da akıllara getirmektedir.
Psikoterapi, terapistle danışanın konuşma yapmasından ibaret değildir. Birden çok metot bulunan psikoterapide kullanılan temel metotları sizler için bir araya getirdik.
Psikanalitik Terapi
Psikanalitik terapi nedir sorusuna verilecek en kısa yanıt, bu terapi türünün Sigmund Freud tarafından bulunan ve geliştirilen bir konuşma terapisi olduğudur. Psikanalatik terapi, en bilinen terapi metotlarından biri olmanın yanı sıra en fazla yanlış anlaşılan terapi türlerinden de biridir. Bu terapi türünde terapistler danışanları ile hayatları hakkında konuşurlar. Terapist, danışanın yaşadığı zorlukların kaynağında yer alan belirli olayları ve düşünce kalıplarını anlamaya çalışır. Psikanalist terapiye göre çocukluk çağlarında yaşanan olaylar, bilinçaltı duygular ve düşünceler, kişinin zihinsel rahatsızlıklarında rol oynamaktadır. Bazı terapistler, psikanalitik terapinin çok zaman alan, pahalı ve etki seviyesi düşük bir terapi türü olduğunu düşünseler de terapinin bazı spesifik durumlarda etkisinin yüksek ve faydalarının çok olduğu bilinmektedir. Bu terapi modelinde, terapist danışanına empatik ve önyargısız bir ortam sunar. Bu güvenli ortamda kişi, hayatında gerilim yaratan duygu ve davranışlarını rahat bir şekilde anlatabilir. Bazen sadece bu paylaşım imkanı bile kişinin daha iyi hissetmesini sağlamaktadır.
Bilişsel Davranışçı Terapi
Psikoterapi temel metotlarından biri olan Bilişsel Davranışçı Terapi, spesifik sorunlara odaklanmayı amaçlar. Terapistler, kişinin mantık dışı düşüncelerinin ve yanlış algılarının, işlev bozukluklarına neden olduğunu düşünür. Bilişsel terapist, kişinin düşünce kalıplarını değiştirmeye çabalar. Özellikle depresyon ve kaygı bozukluğu gibi problemlerde bilişsel davranışçı terapi fayda sağlamaktadır. Davranışçı terapistler ise kişinin yıllar içinde güçlenen problemli davranışlarını değiştirmeyi hedefler. Örneğin yükseklik korkusu olan bir kişi ile çalışan davranışçı terapist, danışanının yükseklik korkusu ile aşama aşama yüzleşmesi için ona cesaret verir. Danışan ilk aşamada yüksek bir binanın çatısında olduğunu ya da asansörle yukarı tırmandığını hayal eder. Sonraki aşamalarda ise yükseklik ile ilgili korkularını daha yoğun hissedeceği alıştırmalar, kişinin fobisinin yok olmasına dek devam ettirilir. Bilişsel ve davranışçı yaklaşım, özellikle bazı problemleri çözmekte fazlasıyla etkilidir. Bazen bilişsel ve davranışçı yaklaşım bir bozukluğun giderilmesi için birlikte kullanılır.
Grup Terapisi
Grup terapisi nedir sorusu, kısaca, bir ya da daha fazla terapistin aynı anda birden çok kişi ile gerçekleştirdiği terapi metodu olarak cevaplanabilir. Özellikle sinema – TV aracılığıyla, yurtdışında sıkça uygulandığına şahit olduğumuz bu tür terapi, destek gruplarında uygulanmaktadır. Grup terapisinin gerçekleştiği destek gruplarında, terapiye katılan kişiler, diğerlerinin deneyimlerinden birden çok şey öğrenip faydalanabilirler. Grup terapisi, bazı spesifik problemlerin çözümünde faydalı olduğu için bireysel terapiden daha ekonomik bir terapi türü olarak da öne çıkar. Özellikle zihinsel bir rahatsızlık ya da davranış problemi yaşadığı için kendini yalnız, farklı ve izole edilmiş hisseden kişiler, grup terapisi ile kendileri gibi hisseden diğer kişilerle bir araya gelebilir. Yaşadıkları problemlerinin benzerini yaşayan ya da bu problemden kurtulan kişilerin deneyimleri, kişilere yardımcı olabilir. Duygusal destek ve kendini güvende hissetmek konusunda eksiklik yaşayan bireyler, grup terapisi ile bu sorunlarını hafifletip, çözebilirler.