Takıntı ya da bir diğer adıyla “obsesyon” yersiz ve mantıksız olduğunu bildiğimiz fakat bir türlü zihnimizden çıkaramadığımız düşüncelerin günlük hayatımızın akışını ve hayat kalitemizi etkileyecek düzeyde zihnimizi meşgul etmesi, kişinin bu düşünceler sebebiyle kendini rahat hissedememesi durumuna dayanan bir tür psikolojik rahatsızlık çeşididir.
Takıntı rahatsızlığına sahip bir kişi bu tür rahatsız edici düşüncelerden kurtulmak ya da etkisini azaltmak amacıyla bazı faaliyetlerde bulunur. Kişinin bu dürtülerden kurtulma amacıyla yaptığı her türlü işe ise kompülsyon adı verilir.
PEKİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Obsesyon ve buna bağlı olarak kompülsyon tedavisi iki ana yolla yapılır. Bunlardan biri ilaç tedavisi iken diğerinde bilişsel davranışçı terapi metotları izlenir. Her ikisi için de ayrı uzmanlıklar gereklidir ve rahatsızlığa farklı yönlerden yaklaşılır. Ilaç tedavisi aynı zamanda tanı koyma yetkisine de sahip olan psikiyatrlar tarafından uygulanabilmektedir. Diğer taraftan bilişsel davranşçı terapideyse bu alanda uzman bir psikoloğa baş vurulması gerekir. İlaç tedavisinde genellikle serotonin sistemi üzerinde etkisi olan ilaçlar kullanılmaktadır. Serotonin düzeyinde değişikliğe sebep olan bu ilaçlar sayesinde kişiye zararlı düşüncelerin oluşmasını önlemesinde yardımı olmaktadır. Ancak bu ilaçların kişiden kişiye değişmekle birlikte; baş ağrısı, mide bulantısı, uykusuzluk ve cinsel isteksizlik gibi yan etkileri de görülebilmektedir. Bunun yanında ilaç tedavisinde somut sonuçların elde edilmesi on haftayı bulabilmektedir.
Bilişsel davranışcı terapi metodundaysa uzman bir psikolog eşliğinde takıntıya sebep olan düşüncelerle yüzleşme, buna maruz kalma ve baş etme yolları izlenerek kişi obsesyonundan kurtarılmaya çalışılır.
Çoğu zaman ilaç tedavisi ve terapi beraber yürütüldüğünde daha etkili ve kalıcı sonuçlar elde edilmektedir.