Erken boşalma, bir kişinin en az seviyedeki cinsel uyarıcılara verdiği erken tepkidir. Gerekenden daha önce boşalma sorunu olarak da bilinen cinsel işlev bozukluğudur. Kişi boşalma eylemi üzerinde bir kontrol sahibi olmadığı için ortaya çıkmaktadır. Penetrasyon öncesi veya 1-3 dakika arasında süren cinsel birleşmeden sonra boşalma görüldüğünde erken boşalma olduğu kanaatine varılır. Tüm yaş gruplarında görülmekle birlikte cinsel birleşme öncesi, sırasında veya sonrasında görülmesi, görülme sıklığı hakkında genel bir bilgi vermektedir.
Psikolojik sorunlara yol açması yönüyle erken boşalma, performans kaygısı, hayal kırıklığı ve cinsel isteksizlik gibi sorunları doğurabilir. Cinsel yaşamın buradan alacağı darbe hayatın geneline yansıyacağı için kişinin öz-saygı problemleri yaşaması olasıdır. Erken boşalma sorunu, yaşayan kişiye olduğu kadar partnerine de olumsuz yansımaktadır.
Erken Boşalmanın Nedenleri
- Cinsel istismara maruz kalmak
- Depresyon
- Stres
- Öz-saygı ve özgüven sorunları
- Cinsel performans anksiyetesi
- Güncel ilişkide yaşanan sorunlar
Erken Boşalmanın Görülme Sıklığı
Cinsel deneyimle beraber ilk kez görülen erken boşalma durumuna primer, sonradan meydana gelen erken boşalmaya ise sekonder erken boşalma denir. Sekonder erken boşalmanın çoğunlukla orta yetişkinlik döneminde ortaya çıktığına ulaşılmıştır.
Yapılan araştırmaya göre erkekler arasında erken boşalmanın görülme sıklığı %20-30 civarındadır. 18-59 yaş aralığını kapsayan çalışmaya erkek sayısından daha fazla kadın eklendiğinde erken boşalmanın görülme sıklığı %30 olarak bulunmuştur.
Bu çalışmadan çıkan bir diğer sonuç, cinsel problemlerde medeni durumun etkili olduğudur. Bireyin evlilik dışında bulunduğu medeni hal, cinsel bozukluk yaşama riskini arttırmaktadır.
Erken Boşalmanın Tedavisi
Davranışsal yaklaşım, penisi uyarma ve ardından kesme şeklinde yapılan tekniklere dayanmakta ve uzun vadede gelişim görülmemektedir. Örneğin davranışsal yöntemlere dayanan bir çalışmada üç yıl boyunca takip edilen bireylerin %75’inde gelişim görülmemiştir.
Davranışsal yaklaşım, cinsel uyarılmalara ve buna bağlı olarak tepkilere odaklanırken; bilişsel yaklaşım, kişinin eşi ile arasındaki bağ, performans konusunda kaygının azalması ve özgüvenin artması, cinsel becerinin geliştirilmesi gibi konulara odaklanır.
Bahsettiğimiz psikoterapi yaklaşımları dışında farmakolojik tedavi yöntemleri de vardır. Her bireyde sorunun kaynağı farklı olabileceği için hangi tür bir tedavi ya da hangi tür bir yaklaşımın benimseneceği değişebilmektedir.