Delüzyon Çeşitleri

Delüzyon Çeşitleri

İnsan zihni, karmaşık ve gizemli bir yapıya sahiptir. Düşüncelerimiz, duygularımız ve inançlarımız, bizi biz yapan temel unsurlardır. Ancak bazen, zihin gerçek ile hayali ayırt etmekte zorlanabilir ve bu durum, delüzyon adı verilen bir psikolojik duruma yol açabilir. Delüzyonlar, kişinin gerçekliğe uymayan, mantık dışı ve ısrarcı inançlar geliştirmesi olarak tanımlanabilir. Bu inançlar, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve sosyal ilişkilerini zedeleyebilir.

Delüzyonların Temel Özellikleri

Delüzyonlar, çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir ve farklı içeriklere sahip olabilir. Ancak, tüm delüzyonların ortak bazı özellikleri bulunmaktadır:

Gerçek dışı inançlar

Delüzyonlar, kanıtlara dayanmayan ve gerçeklikle uyuşmayan inançlardır. Kişi, bu inançlara sıkı sıkıya bağlıdır ve onları değiştirmeye veya sorgulamaya yanaşmaz. Örneğin, bir kişi kendisinin bir devlet başkanı tarafından özel olarak görevlendirildiğine inanabilir, ancak bu inancı destekleyecek hiçbir kanıt bulunmayabilir. Delüzyonlar, kişinin eğitim düzeyi veya zekasıyla ilgili değildir, her yaştan ve sosyoekonomik düzeyden insanı etkileyebilir.

Israrcı ve sabit inançlar

Delüzyonlar, zaman içinde değişmeyen ve ısrarla sürdürülen inançlardır. Kişi, bu inançların doğru olduğuna kesin olarak inanır ve onları değiştirmeye yönelik herhangi bir çabaya direnç gösterir. Bu durum, kişinin çevresiyle çatışmasına ve sosyal izolasyona yol açabilir. Delüzyonlar, genellikle kişinin duygusal durumundan etkilenir ve yoğun duygusal tepkilere neden olabilir.

Kişisel ve öznel inançlar

Delüzyonlar, kişinin kendi düşünce ve deneyimlerine dayanan, öznel inançlardır. Bu inançlar, kişinin kültürel veya sosyal çevresi tarafından paylaşılmaz ve genellikle mantık dışı olarak görülür. Örneğin, bir kişi kendisinin uzaylılar tarafından kaçırıldığına inanabilir, ancak bu inancı destekleyecek hiçbir objektif kanıt bulunmayabilir. Delüzyonlar, kişinin benlik saygısını ve kimlik algısını etkileyebilir.

İşlevsellik kaybı

Delüzyonlar, kişinin günlük yaşamındaki işlevselliğini olumsuz etkileyebilir. Kişi, bu inançların etkisiyle sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşayabilir, iş veya okul performansında düşüşler yaşayabilir veya kendine zarar verebilir. Delüzyonlar, kişinin temel ihtiyaçlarını karşılamasını engelleyebilir ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. Örneğin, bir kişi kendisinin zehirlendiğine inandığı için yemek yemeyi reddedebilir veya kendisini korumak için aşırı önlemler alabilir.

Delüzyon Çeşitleri

Delüzyonlar, içerikleri ve temaları bakımından farklı şekillerde sınıflandırılabilir. En yaygın delüzyon türlerinden bazıları şunlardır:

Perseküsyon (Kişinin Kendisini Takip Edildiği) Delüzyonu

Bu tür delüzyonda, kişi kendisinin takip edildiğine, izlendiğine, tehdit edildiğine veya zarar verilmek istendiğine inanır. Bu inanç, kişinin sürekli olarak çevresini kontrol etmesine, şüpheci davranmasına ve sosyal ilişkilerinden uzaklaşmasına yol açabilir. Perseküsyon delüzyonları, paranoid kişilik bozukluğu, şizofreni ve diğer psikotik bozukluklarla ilişkilendirilebilir.

Perseküsyon delüzyonu yaşayan bir kişi, her an tetikte olabilir ve çevresindeki her şeyi potansiyel bir tehdit olarak algılayabilir. Bu durum, kişinin günlük yaşamını ciddi şekilde etkileyebilir ve onu sürekli bir korku ve endişe içinde tutabilir. Örneğin, bir kişi kendisini takip eden birinin olduğunu düşündüğü için sürekli olarak arkasına bakabilir, evinin güvenliğini artırmak için aşırı önlemler alabilir veya sosyal etkinliklere katılmaktan kaçınabilir.

Perseküsyon delüzyonları, kişinin düşünce süreçlerini ve duygusal durumunu etkileyerek gerçeklik algısını bozabilir. Kişi, kendisine yönelik olmayan olayları bile kendisine yönelik bir tehdit olarak yorumlayabilir ve bu durum, paranoya ve güvensizlik duygularını artırabilir. Ayrıca, perseküsyon delüzyonları, kişinin sosyal ilişkilerini zedeleyebilir ve onu toplumdan soyutlayabilir.

Grandyöz (Büyüklük) Delüzyonu

Grandyöz delüzyonlarda, kişi kendisinin özel güçlere, yeteneklere veya bilgilere sahip olduğuna inanır. Bu inanç, kişinin kendini üstün görmesine, kibirli davranmasına ve başkalarını küçümsemesine neden olabilir. Grandyöz delüzyonlar, bipolar bozukluk, narsisistik kişilik bozukluğu ve bazı beyin hastalıklarıyla ilişkilendirilebilir.

Grandyöz delüzyon yaşayan bir kişi, kendini olağanüstü yeteneklere sahip, hatta bazen tanrısal güçlere sahip bir varlık olarak görebilir. Bu kişi, çevresindeki insanlardan saygı ve hayranlık bekleyebilir, eleştirilere karşı aşırı tepki verebilir ve kendi fikirlerini her zaman doğru kabul edebilir. Grandyöz delüzyonlar, kişinin gerçekçi olmayan beklentiler geliştirmesine ve hayal kırıklıkları yaşamasına neden olabilir.

Grandyöz delüzyonlar, kişinin sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Kişi, çevresindeki insanları küçümseyebilir, onların fikirlerini önemsemeyebilir ve sürekli olarak kendi üstünlüğünü kanıtlamaya çalışabilir. Bu durum, kişinin arkadaşlarını ve ailesini kaybetmesine ve toplumdan soyutlanmasına yol açabilir. Ayrıca, grandyöz delüzyonlar, kişinin riskli davranışlarda bulunmasına neden olabilir. Örneğin, bir kişi kendisinin özel güçlere sahip olduğuna inandığı için tehlikeli işlere girişebilir veya başkalarına zarar verebilir.

Erotomanik (Aşk) Delüzyonu

Erotomanik delüzyonda, kişi kendisinin bir başkası tarafından (genellikle daha yüksek statüde veya ünlü biri) sevildiğine inanır. Bu inanç, kişinin sürekli olarak sevildiği kişiyle iletişim kurmaya çalışmasına, hediyeler göndermesine veya takip etmesine yol açabilir. Erotomanik delüzyonlar, şizofreni, bipolar bozukluk ve bazı kişilik bozukluklarıyla ilişkilendirilebilir.

Erotomanik delüzyon yaşayan bir kişi, karşılıksız bir aşkın hayalini kurar ve bu hayalin gerçek olduğuna inanır. Kişi, sevildiğine inandığı kişinin her hareketini, sözünü veya davranışını kendisine yönelik bir işaret olarak yorumlayabilir. Bu durum, kişinin gerçek dışı beklentiler geliştirmesine ve hayal kırıklıkları yaşamasına neden olabilir.

Erotomanik delüzyonlar, kişinin sosyal yaşamını olumsuz etkileyebilir. Kişi, sevildiğine inandığı kişiye ulaşmak için aşırı çaba sarf edebilir, onu sürekli olarak arayabilir, mesajlar gönderebilir veya hatta takip edebilir. Bu durum, hem kişinin hem de sevildiğine inanılan kişinin hayatını olumsuz etkileyebilir ve yasal sorunlara yol açabilir.

Kıskançlık Delüzyonu

Kıskançlık delüzyonunda, kişi eşinin veya partnerinin kendisini aldattığına inanır. Bu inanç, kişinin sürekli olarak eşini veya partnerini kontrol etmesine, şüpheci davranmasına ve kıskançlık krizleri geçirmesine yol açabilir. Kıskançlık delüzyonları, paranoid kişilik bozukluğu, şizofreni ve bazı madde kullanım bozukluklarıyla ilişkilendirilebilir.

Kıskançlık delüzyonu yaşayan bir kişi, eşinin veya partnerinin sadakatsiz olduğuna dair yoğun bir inanç geliştirir. Bu inanç, genellikle gerçek dışı ve kanıtlara dayanmayan bir şüpheye dayanır. Kişi, eşinin veya partnerinin her hareketini, sözünü veya davranışını aldatma belirtisi olarak yorumlayabilir. Bu durum, kişinin sürekli bir huzursuzluk ve endişe içinde yaşamasına neden olabilir.

Kıskançlık delüzyonları, kişinin ilişkisini ciddi şekilde zedeleyebilir. Kişi, eşini veya partnerini sürekli olarak kontrol etmeye çalışabilir, onu suçlayabilir, aşağılayabilir veya hatta şiddete başvurabilir. Bu durum, ilişkinin sonlanmasına ve kişinin sosyal izolasyona girmesine yol açabilir. Ayrıca, kıskançlık delüzyonları, kişinin psikolojik sağlığını da olumsuz etkileyebilir. Kişi, sürekli bir stres ve kaygı içinde yaşayabilir, uyku problemleri çekebilir, iştahını kaybedebilir ve depresyona girebilir.

Somatik (Vücut) Delüzyonu

Somatik delüzyonda, kişi vücudunda bir hastalık, kusur veya anormallik olduğuna inanır. Bu inanç, kişinin sürekli olarak doktora gitmesine, farklı testler yaptırmasına veya kendi kendine tedavi yöntemleri uygulamasına yol açabilir. Somatik delüzyonlar, hipokondriyazis, şizofreni ve bazı depresyon türleriyle ilişkilendirilebilir.

Somatik delüzyon yaşayan bir kişi, vücudunda ciddi bir hastalık olduğuna inanır, ancak tıbbi testler ve muayeneler bu inancı desteklemez. Kişi, vücudundaki normal hisleri veya değişiklikleri abartılı bir şekilde yorumlayabilir ve bunları hastalık belirtisi olarak algılayabilir. Bu durum, kişinin sürekli bir endişe ve korku içinde yaşamasına neden olabilir.

Somatik delüzyonlar, kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Kişi, sürekli olarak doktorlara başvurabilir, gereksiz testler ve tedaviler yaptırabilir ve bu süreçte hem maddi hem de manevi olarak zarar görebilir. Ayrıca, somatik delüzyonlar, kişinin sosyal ilişkilerini de olumsuz etkileyebilir. Kişi, sürekli olarak hastalığından bahsedebilir, başkalarının ilgisini ve desteğini talep edebilir ve bu durum, çevresindeki insanları uzaklaştırabilir.

Referans (Kişinin Kendisine Yönelik Özel İşaretler Olduğu) Delüzyonu

Referans delüzyonunda, kişi televizyon programlarının, gazete haberlerinin veya çevresindeki insanların kendisine özel mesajlar gönderdiğine veya onunla ilgili özel işaretler olduğuna inanır. Bu inanç, kişinin çevresindeki olayları kendine yormasına, şüpheci davranmasına ve sosyal ilişkilerinden uzaklaşmasına yol açabilir. Referans delüzyonları, şizofreni, bipolar bozukluk ve bazı kişilik bozukluklarıyla ilişkilendirilebilir.

Referans delüzyonu yaşayan bir kişi, günlük olayları, nesneleri veya kişileri kendisiyle ilgili özel bir anlam taşıdığına inanır. Örneğin, bir kişi televizyonda gördüğü bir haberin kendisine yönelik bir mesaj olduğunu düşünebilir veya sokakta karşılaştığı birinin kendisine gizli bir işaret verdiğine inanabilir. Bu durum, kişinin çevresindeki her şeyi kişiselleştirmesine ve gerçeklikle bağlantısını kaybetmesine neden olabilir.

Referans delüzyonları, kişinin düşünce süreçlerini ve duygusal durumunu etkileyerek gerçeklik algısını bozabilir. Kişi, kendisine yönelik olmayan olayları bile kendisine yönelik bir işaret olarak yorumlayabilir ve bu durum, paranoya ve güvensizlik duygularını artırabilir. Ayrıca, referans delüzyonları, kişinin sosyal ilişkilerini zedeleyebilir ve onu toplumdan soyutlayabilir.

Kontrol (Kişinin Düşüncelerinin veya Davranışlarının Başkaları Tarafından Kontrol Edildiği) Delüzyonu

Kontrol delüzyonunda, kişi düşüncelerinin, duygularının veya davranışlarının başkaları (uzaylılar, hükümet, gizli örgütler vb.) tarafından kontrol edildiğine inanır. Bu inanç, kişinin kendi iradesini kaybettiğini hissetmesine, kaygı ve korku duymasına ve sosyal ilişkilerinden uzaklaşmasına yol açabilir. Kontrol delüzyonları, şizofreni, bipolar bozukluk ve bazı beyin hastalıklarıyla ilişkilendirilebilir.

Kontrol delüzyonu yaşayan bir kişi, kendi düşüncelerinin, duygularının veya davranışlarının kendi kontrolünde olmadığına inanır. Bu inanç, kişinin dışarıdan bir güç tarafından manipüle edildiği veya yönlendirildiği düşüncesine dayanır. Kişi, bu gücün kim veya ne olduğunu belirleyebilir veya belirleyemeyebilir. Bu durum, kişinin kendi benliğinden şüphe duymasına ve derin bir çaresizlik hissine kapılmasına neden olabilir.

Kontrol delüzyonları, kişinin günlük yaşamını ciddi şekilde etkileyebilir. Kişi, kendi kararlarını alamadığını düşünebilir, sürekli olarak şüphe ve korku içinde yaşayabilir ve başkalarından yardım istemekten çekinebilir. Bu durum, kişinin sosyal ilişkilerini zedeleyebilir, iş veya okul performansını düşürebilir ve hatta kişinin kendine zarar vermesine yol açabilir.

Karma (Mikst) Delüzyon

Karma delüzyon, farklı delüzyon türlerinin bir arada görüldüğü bir durumdur. Kişi, aynı anda birden fazla delüzyon türüne inanabilir ve bu inançlar birbirleriyle bağlantılı veya bağımsız olabilir. Karma delüzyonlar, şizofreni, bipolar bozukluk ve diğer psikotik bozukluklarda sıklıkla görülebilir.

Karma delüzyon yaşayan bir kişi, aynı anda hem takip edildiğine, hem de özel güçlere sahip olduğuna inanabilir. Aynı zamanda, eşinin kendisini aldattığına ve vücudunda bir hastalık olduğuna dair inançları da olabilir. Bu inançlar, kişinin gerçeklik algısını ciddi şekilde bozabilir ve günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir.

Karma delüzyonlar, kişinin düşünce süreçlerini ve duygusal durumunu karmaşık hale getirebilir. Kişi, farklı delüzyon türlerinin etkisiyle çelişkili duygular ve düşünceler yaşayabilir. Bu durum, kişinin karar verme yeteneğini zayıflatabilir, sosyal ilişkilerini zorlaştırabilir ve işlevselliğini bozabilir.

Nihilistik (Yok Oluş) Delüzyonu

Nihilistik delüzyonda, kişi kendisinin, vücudunun bir bölümünün veya tüm dünyanın yok olduğuna inanır. Bu inanç, kişinin derin bir umutsuzluk ve çaresizlik hissine kapılmasına, intihar düşünceleri geliştirmesine veya kendine zarar vermesine yol açabilir. Nihilistik delüzyonlar, şizofreni, majör depresif bozukluk ve bazı beyin hastalıklarıyla ilişkilendirilebilir.

Nihilistik delüzyon yaşayan bir kişi, varoluşsal bir boşluk içinde hissedebilir ve hayatın anlamını yitirmiş gibi düşünebilir. Bu durum, kişinin günlük yaşamını sürdürme motivasyonunu kaybetmesine, sosyal ilişkilerinden uzaklaşmasına ve hatta intihar girişiminde bulunmasına neden olabilir.

Nihilistik delüzyonlar, genellikle kişinin depresif bir ruh hali içinde olmasıyla birlikte görülür. Kişi, geleceğe dair umutlarını kaybetmiş, kendini değersiz ve işe yaramaz hissedebilir. Bu durum, kişinin tedaviye direnç göstermesine ve iyileşme sürecini zorlaştırabilir.

Folie à Deux (Paylaşılan Psikotik Bozukluk)

Folie à Deux, iki veya daha fazla kişinin aynı delüzyonu paylaştığı nadir bir durumdur. Genellikle, bu kişiler yakın bir ilişki içindedir (örneğin, aile üyeleri, çiftler veya yakın arkadaşlar) ve birbirlerini etkileyerek delüzyonu güçlendirirler. Folie à Deux, şizofreni, paranoid kişilik bozukluğu ve diğer psikotik bozukluklarda görülebilir.

Folie à Deux durumunda, delüzyonu başlatan kişi genellikle daha baskın bir kişilik yapısına sahiptir ve diğer kişiyi etkileyerek onun da aynı inancı paylaşmasına neden olur. Bu durum, özellikle kişinin sosyal çevresinden izole olduğu durumlarda daha sık görülür. Kişiler, birbirlerini destekleyerek delüzyonu güçlendirirler ve gerçeklikle bağlantılarını kaybederler.

Folie à Deux tedavisi, genellikle kişilerin birbirlerinden ayrılması ve bireysel olarak tedavi edilmesini içerir. Psikoterapi ve ilaç tedavisi, delüzyonun şiddetini azaltmaya ve kişilerin gerçeklik algısını düzeltmeye yardımcı olabilir. Tedavi süreci, kişilerin ilişkisinin dinamiklerine ve delüzyonun şiddetine göre değişebilir.

Delüzyonlarla Yaşamak Zorluklar ve Başa Çıkma Stratejileri

Delüzyonlarla yaşamak, hem kişi hem de yakınları için zorlu bir süreç olabilir. Delüzyonlar, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir, sosyal ilişkilerini zedeleyebilir ve işlevselliğini bozabilir. Delüzyon yaşayan bir kişi, gerçeklik algısında bozulmalar yaşayabilir ve bu durum, kişinin karar verme yeteneğini, problem çözme becerilerini ve sosyal etkileşimlerini olumsuz etkileyebilir. Delüzyonlar, kişinin duygusal durumunu da etkileyebilir ve kaygı, korku, öfke, suçluluk veya utanç gibi yoğun duygulara neden olabilir.

Delüzyonlar, kişinin sosyal ilişkilerini de zorlaştırabilir. Kişi, delüzyonları nedeniyle çevresindeki insanlardan şüphelenebilir, onlara güvenmekte zorlanabilir ve iletişim kurmakta güçlük çekebilir. Bu durum, kişinin sosyal izolasyona girmesine ve yalnız hissetmesine neden olabilir. Ayrıca, delüzyonlar, kişinin iş veya okul hayatını da etkileyebilir. Kişi, delüzyonları nedeniyle konsantre olmakta zorlanabilir, verimliliğini kaybedebilir ve iş arkadaşları veya öğretmenleriyle sorunlar yaşayabilir.

Delüzyonlarla yaşayan kişilerin yakınları da bu süreçten etkilenebilir. Yakınlar, kişinin delüzyonlarını anlamakta zorlanabilir, onunla iletişim kurmakta güçlük çekebilir ve onun için endişelenebilir. Bu durum, yakınların da psikolojik olarak yıpranmasına ve stres yaşamasına neden olabilir.

Delüzyonlarla başa çıkmak için bazı stratejiler şunlardır:

Psikolojik destek

Psikoterapi, kişinin delüzyonlarını anlamasına, baş etme mekanizmaları geliştirmesine ve gerçeklik ile bağlantısını yeniden kurmasına yardımcı olabilir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), kişinin düşünce kalıplarını ve inançlarını sorgulamasına ve değiştirmeye çalışmasına yardımcı olabilir. Kabul ve kararlılık terapisi (ACT), kişinin delüzyonlarını kabul etmesine ve onlarla yaşamayı öğrenmesine yardımcı olabilir. Destekleyici terapi, kişinin duygusal ihtiyaçlarını karşılamasına ve baş etme becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir.

İlaç tedavisi

Antipsikotik ilaçlar, delüzyonların şiddetini azaltmaya ve kişinin düşüncelerini düzenlemesine yardımcı olabilir. Bu ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzenleyerek delüzyonların neden olduğu semptomları hafifletebilir. Ancak, ilaç tedavisinin yan etkileri olabileceği için doktor kontrolünde kullanılması önemlidir. İlaç tedavisi, genellikle psikoterapi ile birlikte kullanılır ve uzun süreli kullanılabilir.

Aile ve sosyal destek

Aile üyeleri ve yakın arkadaşlar, kişinin delüzyonlarla başa çıkmasına destek olabilirler. Kişiye anlayışlı ve sabırlı bir şekilde yaklaşmak, onu dinlemek ve ona yardımcı olmak önemlidir. Yakınlar, kişinin delüzyonlarını yargılamadan ve eleştirmeden kabul etmeli, ona güven vermeli ve yanında olduğunu hissettirmelidir. Ayrıca, yakınlar, kişinin tedaviye devam etmesi için onu teşvik etmeli ve destek olmalıdır.

Eğitim ve bilgilendirme

Delüzyonlar hakkında bilgi edinmek, hem kişiye hem de yakınlarına yardımcı olabilir. Delüzyonların ne olduğu, nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak, kişinin durumu daha iyi anlamasına ve baş etme stratejileri geliştirmesine katkı sağlayabilir. Bu bilgiler, kişinin delüzyonlarını daha iyi anlamasına, onlarla başa çıkmayı öğrenmesine ve tedaviye daha olumlu yaklaşmasına yardımcı olabilir.

Stres yönetimi

Stres, delüzyonları tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir. Bu nedenle, stres yönetimi teknikleri öğrenmek ve uygulamak önemlidir. Meditasyon, yoga, derin nefes egzersizleri ve gevşeme teknikleri gibi yöntemler, stresin azaltılmasına yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve yeterli uyku almak da stresin yönetilmesine katkı sağlayabilir.

Delüzyonlar ve Toplumdaki Algısı ve Damgalama

Delüzyonlar, toplumda genellikle yanlış anlaşılmalara ve damgalanmaya neden olabilir. Delüzyon yaşayan kişiler, “deli”, “çılgın” veya “tehlikeli” gibi etiketlerle karşı karşıya kalabilirler. Bu durum, kişilerin tedaviye başvurmaktan çekinmesine ve sosyal izolasyona yol açabilir. Oysa, delüzyonlar tedavi edilebilir bir durumdur ve destekleyici bir ortamda kişi, toplumla uyumlu bir şekilde yaşamını sürdürebilir.

Toplumun delüzyonlar hakkındaki bilgi eksikliği ve önyargıları, damgalama ve ayrımcılığa yol açabilir. Bu durum, delüzyon yaşayan kişilerin iş bulmasını, sosyal ilişkiler kurmasını ve genel olarak yaşamlarını sürdürmesini zorlaştırabilir. Delüzyon yaşayan kişiler, toplum tarafından dışlanabilir, alay edilebilir veya korkulabilir. Bu durum, kişinin özgüvenini zedeler, sosyal izolasyona iter ve tedaviye başvurmasını engelleyebilir.

Delüzyonlar hakkındaki damgalama ve ayrımcılıkla mücadele etmek için toplumsal farkındalık yaratmak ve eğitimler düzenlemek önemlidir. Delüzyonların bir hastalık olduğu, kişinin kontrolü dışında geliştiği ve tedavi edilebilir olduğu vurgulanmalıdır. Ayrıca, delüzyon yaşayan kişilere ve yakınlarına destek olmak, onların toplumla entegre olmalarına yardımcı olmak ve damgalama ile mücadele etmek için önemlidir.

 

Diğer Blog Yazılarımız

Psikon Psikoterapi Psikolojik Klinik Psikolog Pedagog Konya Footer

Psikon Sağlık ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi olarak psikolog Konya, Ankara ve çevre illerde aile terapisi, yetişkin terapisi, çocuk terapisi başta olmak üzere bir çok alanda psikolojik destek sunmaktayız. Sadece fiziksel sağlık değil ruhsal sağlığında toplumun en önemli parçalarından olduğunun bilincinde hizmet sunmaktayız.

Yasal Uyarı..!

Web sitemizin içeriği, ziyaretçilerimizi bilgilendirmeyi amaçlayan bir nitelik taşımaktadır. Sitede bulunan bilgilerin hekim tedavisi veya danışmanlık hizmetinin yerine geçmediği unutulmamalıdır. Sitemiz üzerinden herhangi bir ilaç tedavisine başlanması veya mevcut tedavinin değiştirilmesi önerilmez ve tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, kişisel teşhis veya tedavi yöntemi seçimi için değerlendirilmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı ilan veya reklam amacı güdülmemektedir.

Sitemizde kullanılan görsel ve illustrationlar Psikon’a ait olup izinsiz kullanılması durumunda yasal süreç başlatılacaktır. © 2016 – 2024
Psikon Sağlık ve Psikolojik Destek Merkezi. Tasarım: Furkan Reklam Ajansı