Bağımlılıklar, kişinin ruhsal ve fiziksel sağlığına zarar vermesine rağmen bir madde ya da duruma duyduğu istek ve o isteği her seferinde gerçekleştirmesi durumudur. Bağımlılıklar kişide bedenen, ruhen ve sosyal anlamda olumsuz etkiler bırakan ve kişinin genel sağlık durumunu bozan maddelerdir. Bağımlılık kavramı, alışkanlıkların çok daha ötesinde olan arzu ve istekleri ve bu isteklere karşı vücudun reaksiyon göstermesi durumudur. Alışkanlıklar süregelen ve bir ritüel halini almış uygulamalarken, bağımlılıklar da durum uygulamanın uzun süredir yapılıyor olmasıyla değil ileride de her defasında yapılacak olmasıyla ilişkilidir.
Bağımlılıklardan en çok karşımız çıkanları; sigara, alkol, internet, uyuşturucu, kumar, yeme-içme, alış-veriş, seks, duygusal bağımlılıklar gibi başlıklardır. Bu başlıların her biri -özellikle internet ve sigar- toplumda oldukça yaygın olan ve etkileri hem kişisel anlamda hem de bireysel anlamda artan bağımlılıklardır. Bu bağımlılıkların her birinin önüne geçilmesi ve kullanımlarının oluşturduğu zararlar hakkında toplum bilinçlendirilmelidir. Fakat bunun için öncelikle bağımlılıkların hangi türlerde oluştuğu ve oluşma nedenlerinin neler olduğunun bilinmesi gerekir.
İki tür bağımlılık vardır. Bunlardan birincisi fiziksel bağımlılıklardır. Fiziksel bağımlılıklarda kişinin bedeni kullanılan maddeye karşı bir adaptasyon geliştirir ve buu kullanılan maddeye karşı kişide bir istek ve ihtiyaç hissi oluşmaya başlar. Vücut artık kendi içindeki sistemini bu adaptasyona karşı şekillendirdiği için söz konusu yabancı maddenin vücuda girmesi ve sistemdeki dengenin bozulmaması gerekir. Yani bağımlılık yapıcı madde kullanımı vücudun hormanal ve organik denge ve işleyişinde sapmalara yol açarak, sistemin işleyebilmesi için yeni bir kimyasal ihtiyacın oluşmasına yol açar.
İkinci bağımlılık türüyse psikolojik bağımlılıktır. Tedavisi fiziksel bağımlılığa biraz daha zor ve farklıdır. Buradaki bağımlılığın sebebi; kişinin kullanılan maddeye karşı duyduğuna inandığı ihtiyaç hissi ve onsuz hayatını idare edemeyeceğine dair düşünceleridir. Bu sebeple fiziksel olarak gelişen bağımlılıkta dışarıdan uygulanan ilaç desteğiyle vücut eski dengesine ulaştırılıyorken psikolojik bağımlılıkta kişinin düşünceleri, inanışları ve hisleri devreye girdiği için uzun süreli uygulanması gerekebilecek psikoterapi seanslarına baş vurmak gerekir.
Bağımlılıkların belirtilerine gelecek olursak; bahsedeceğimiz ilk şey, kullanılan maddenin vücutta oluşturduğu toleranstır. Vücudun kullanılan maddeyi her geçen gün artan doz ve miktarlarda istiyor olması durumuna tolerans geliştirme adı verilir. Kullanılan bağımlılık yapıcı madde her geçen gün daha fazla tüketiliyorsa vücudun bu maddeye alıştığı hatta bu maddeyi kendisi için bir ihtiyaç haline getirdiği anlaşılır. Bu durumdaysa vücut bahsedilen maddeye karşı fiziksel bir bağımlılık geliştirmiş demektir.
Bir diğer önemli belirtiyse kullanılan maddenin kesilmesi ya da azaltılması durumunda kişinin yoksunluk krizine girmesidir. Bu durum kişide terleme, titreme, kasılma, ağız kuruluğu, endişe, stres ve sinir gibi reaksiyonlarla kendini gösterir.
Bağımlılıklar çoğu zaman tedavisi olan sorunlardır ve vakit kaybetmeden bir uzman desteğiyle üzerine gidilmeli ve süreç sonunda tamamen bırakılmalıdır.